Ana içeriğe atla

AKADEMİSYEN OLMAK

Akademisyen, bir alanda lisans eğitimi aldıktan sonra aynı alanda ya da farklı alanda lisansüstü eğitim yaparak, bir üniversitede araştırma yapan, bilimsel gelişmeleri inceleyen, deneyler yapan, kongre, sempozyum, konferans gibi faaliyetlere katılan kişilere denir. 
Bu kişiler, Araştırma görevlisi, Çevirmen, Okutman, Öğretim görevlisi, Doktor Öğretim Üyesi, Doçent, Profesör gibi unvanlar alırlar.


Peki Akademisyen Olmak İçin Nereden Başlamalıyız?



Lisans döneminde ortalamayı yüksek tutmak ilk şartlardan. Lisans eğitimini bitirdikten sonra ise yüksek lisans yapmak gerekir. Yüksek lisans için de ALES’e (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) girmeniz gerekiyor. Zaten sınavın açıklamasında da “Yükseköğretim kurumlarında öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı kadrolarına yapılacak atamalarda, ülkemizde lisansüstü eğitime girişte, yurt dışına lisansüstü eğitim için gönderilecek adayların seçiminde ilgili kurumların kullanacakları puanları sağlayan sınav sistemidir” yer alır. 

Eğer yüksek lisans yapmayı düşündüğünüz bölüm yabancı dil istiyorsa da YÖKDİL, YDS gibi dil sınavlarına girmeniz gerekiyor. Bazı kadrolarda yüksek lisans veya doktora yaparken bir yandan görev alabilirsiniz. Ki bu genellikle araştırma görevlisi oluyor. Ama diğer kadrolar için çoğunlukla yüksek lisansı bitirmiş olmak ve doktora yapmış olmak gerekiyor.
Daha sonra açılan kadroları üniversitelerin sitelerinden veya YÖK’ün sitesinden takip etmelisiniz.


Araştırma Görevlisi

Araştırma görevlisi, bir danışman eşliğinde “öğretim üyeliğine hazırlanan” kişidir. Ders verme zorunluluğu yoktur. Ancak bazen hocaların isteğine göre derslere özellikle laboratuvar derslerine girebilirler. Genellikle sınavlarda gözetmen olarak görevlendirilirler. Ama tabi her okulda verilen görevler farklı. 


Araştırma görevlisi olmak için; yüksek lisanstan sonra veya yüksek lisans, doktora yaparken açılan kadroya başvuru yapabiliyorsunuz. Burada tabi okulun kriterlerini sağlamak çok önemli. Sınavlar için belli bir not düzeyi, üniversite genel not ortalamanızı, ayrıca bilim sınavına veya sözlü mülakata girmenizi isteyebilirler. 

Öğretim Üyesi 

Doktor öğretim üyesi, doçent veya profesör unvanlarından birine sahip kişidir.
Doktor öğretim üyesi, yardımcı doçentlik yerine gelen unvan bu arada. Doktorayı bitirdikten sonra bu unvanı alabiliyorsunuz. Daha sonra gerekli kriterleri, makale sayılarını vs tamamladıktan sonra doçent, profesör olabiliyorsunuz. Bu sırada tabi okulda farklı görevler de alıyorsunuz. Mesela doktor öğretim üyesi olup bölüm başkanı olabilirsiniz. Profesör olup dekan yardımcısı, dekan hatta rektör vs olabilirsiniz.

Öğretim Görevlisi

Öğretim Görevlileri öğretim üyesi değildir. Öğretim görevlileri üniversitelerde “yalnızca” ders veren kişidir. Akademik kariyer yapmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Ancak ALES puanınızın olması gerekiyor. Örneğin lisans mezunu olarak öğretim görevliliğine başlayan kişi isterse hiçbir zaman yüksek lisans veya doktora yapmayabilir. İsterse yapabilir ve doktoradan sonra yardımcı doçent olmayı hedefleyebilir.

Burada tavsiyem üniversite okurken son sınıfta ALES, YÖKDİL veya YDS ye girin. Bu sınavlara girmek için mezun olmayı beklemeyin. Veya iş bulamazsam yüksek lisans sınavlarına girerim demeyin. Sınavların geçerlilikleri zaten uzun. ALES puanınız 5 yıl geçerli, YDS ise 3 yıl geçerli. Son sınıfta bu puanlarınızı hazır bulundurursanız en azından yeni dönemde hemen yüksek lisansa başlamak isterseniz başvuru yapabilirsiniz.

Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun. İyi ki varsınız.

KAYNAKLAR: 1, 2, 3,


Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

BİYOLOJİK FABRİKALAR : BİYOSENSÖRLER

Biyoloji ve mühendisliğin biraraya geldiği bu konu biz biyomühendisler için de çok iyi araştırma konularından biridir. Biyosensörler ve Biyomimetik Canlılar etraflarındaki uyarıları, değişimleri algılayıp bunlara adapte olmaya çalışır ve ona göre de belirli tepkiler verirler. Bu algılama ve tepki verme sürecinde doğal olarak sahip olduğumuz biyosensörler işlev görür. Örneğin duyu organlarımızla algıladığımız şeyler elektriksel ve kimyasal sinyallere dönüştürülüp beyne iletilir ve beynin değerlendirilmesine sunulur. Y ılan balıkları tonlarca su içerisine ilave edilen birkaç damla yabancı maddeyi hızlıca algılayabilirler. Algler zehirli maddelere karşı çok duyarlıdırlar.

ORGAN VE DOKU ÜRETİMİ: 3D BİYOYAZICILAR

Bir teknoloji düşünün: Organ nakli için o kadar sıra bekleyen kişilere, organ uyuşmazlığı yaşayan hastalara, organ nakli olamadığı için vefat eden hastaların olmadığı bir dünya hayaline imkân sağlasın. Hayali güzel, benim için bu alan üstüne ilerlemek hedefi daha da güzel geliyor. 

PLANLI OLMAK

Düzenli olarak yapacağımız bir işe başlarken genellikle bir şeylerin başını bekleriz. ‘Pazartesi başlarım.’,  ‘Ayın başından itibaren spora düzenli giderim’, ‘Bir sonraki dönem günü gününe ders çalışırım.’… Bitmek bilmez. Bir bakmışsınız hafta sonu, ay sonu, yıl sonu olmuş; elde var sıfır. Hadi başladık farzedelim; devamı düzenli olarak gelmez. Bir kere ara verildi mi de tekrar ona başlaması uzun zaman alır. Gelin bu döngüyü kırmaya bugünden başlayalım.